BİRİNE GÜVENMEK YA DA BİRİNE GERÇEKTEN GÜVENEBİLİRMİYİZ?

 





             Evet arkadaşlar bugün ki yazımız güven ile ilgili hayatımızı adayacağımız bir insana ne kadar güvenebiliriz. Gerçekten güveniyor muyuz yoksa güvendiğimizi sanıp onun bizi kandırmasına izin mi veriyoruz.

            Öncelikle kendi yaşadığım deneyimlerden bahsederek yazıma başlayacağım. Sizinde bildiğiniz gibi günümüzde bir insana güvenmek ateşe bile bile atlamak gibi bir durum haline geldi. Tabi hal böyle diye de bir ilişki yaşamayacak değiliz her ilişkinin ve her işin bir riski vardır. Ama bir kere güvendiğiniz dağlara kar yağdımı veya küçük bir şüpheye düştünüz mü işler çok değişmeye başlıyor. Burda kastettim güven gerçekten karşısındaki insanı sevenler için geçerli tabi ki de, diyelim ki bir insanı tanıdınız kafanız uyuştu çok iyi anlaşıyorsunuz bu ilişki arkadaşlıktan öteye gitmeye başladı zamanla dediniz ki işte aradığım ruh eşimi buldum her zaman mutlu olabileceğim bir insan diye düşünüyor olabilirsiniz.  Ama her zaman öyle olmuyor inanın bana, benim de çok sevdiğim ömrümü vereceğim bir insan oldu gerçekten seviyordum onu beni tekrardan şiir yazmaya başlatan biriydi kendisi. Ona olan sevgim yapmayacağım şeyler yaptırıyordu bana mesela durmadan şiir yazıp ona okumam, hiç beklemedi anlarda sürpriz yapmak, çiçek almak, buluşma saatinden bir saat önce gidip onu beklemek daha anlatamayacağım bir çok şey var. Artık öyle bir hal almıştı ki durum onu düşünmediğim tek bir dakka, saniye bile yoktu acaba iyi mi, nasıl, ne yapıyor gibi durmadan aklımdaydı ve sürekli onu görmek kokusunu hissetmek istiyordum. Tabi her şey başta iyidi ilişkimiz böyle gidiyordu günler geçtikçe hayaller kuruyorduk bunu yaparız bu olur her gün buluşup küçük hayal dünyamıza dalıp eğlenirdik zaman böyle geçerken bir gün şöyle bir mesaj geldi, ''Artık yapamıyorum ayrılalım ikimiz içinde en iyisi bu dedi.'' Ben şok oldum biranda durup dururken ne olmuş olabilir diye hemen kendisine mesaj attım, aradım, sebebini öğrenmem lazımdı çünkü bana kaçamak cevaplar verdi durmadan sonra konuşmayalım dedi ben o gün tamam dedim, çok fazla üstelemek istemesemde içimdeki artan yangın alevleri buna asla izin vermiyordu mutlaka yüz yüze görüşmem gerekiyordu. Devamında ise ben daha fazla dayanamayıp iki gün sonra geri yazdım buluşalım dedim, kabul etti buluştuk konuştuk ama sanki o yazıları bana yazan kendisi değilmiş gibi davranıyordu hiç bir problem yokmuş gibi aramızda durumu izah etti bağlanma korkum var, sana daha fazla bağlanır ve sen ilerde gidersen dedi ben bu durumu kaldıramam dedi. Bende anlayışla karşıladım biraz daha düşünmesini ama onu ne kadar çok sevdiğimide unutmamasını istedim. Aradan bir hafta geçtikten sonra bakıyorum ki ses seda yok merak ediyorum tabi konuşmuyoruz da ne yapıyor, nerde hiç bir fikrim yok bazen o kadar çok özlerdim ki onu evinin olduğu sokakta kışın ortasında saatlerce beklerdim sadece iyi olduğunu görmek için her neyse ben yine dayanamayıp mesaj attım buluşalım diye sana küçük bir süprizim var dedim, oda buluşmayı kabul etti zamanı ayarladık tabi benim küçük süprizim ne diye sorarsanız kendisi beni şiir yazmaya geri başlatan biriydi demiştim yazımın başında dolayısıyla oda şiirlere aşıktı bayılırdı şiirlere. Ben de hemen sahaftan Nazım Hikmet'in eski bir kitabını bulup içine ona yazdığım şiirleri yazdım. Hediye paketi haline getirdim ve buluşma zamanını bekledim. Tabi onu görüceğim için çok heyecanlıydım derken buluşma zamanımız gelmişti. İkimizde biraz oturduk konuştuk, saat geç olduğu için ben de evine bırakmak için onla beraber gittim her neyse kapısının önüne geldik ama ben hala hediyeyi vermek istemiyorum o gün ne olduysa buna bile değmeyecek bir insan olduğunu anladım bir anda ben ne yapıyorum diye düşündüm. Kendime gelmeye çalışırken hediyesini istediğini söyledi dedim ki vermiyeceğim bende kalsın gerek yok desemde gözleri doldu lütfen verir misin bu benim için çok önemli bir şey dedi. Dayanamadım verdim son kez uzun uzunca sarıldım ona gözleri doldu bir daha görüşeceğiz demi dedi bende arkamı dönüp belki bir gün  ama bu saatten sonra zor hoşçakal değip gittim sonra düşündüm istesem daha hala devam ettire bilirdim ama o gün böyle değip bir daha onu görme ihtimalimide kendi ellerimle öldürdüm. O günden sonra aylarca aklımda kaldı, aklımda olsada bile geri yazamıyordum ona bu yazamamak tamamen kendimle alakalıydı yazsan ne olacak diyordum kendime geri baştan başlasan ne olacak seni sırf bağlanmaktan korkan, biri ilerde yine bırakıp gitmez mi. Bir kere güvenimi kaybetti mi bir insan artık geri dönüşü yoktur.





Peki bu ilişkiden sonra ilişkim bir daha olmadı mı oldu ama önce bu ilişkinin kalıntılarını zihnimden silmem gerekiyordu buda uzun bir süre alsada sonunda tamamen ona karşı tüm duygularım ölmüştü. Artık yeni bir ilişkiye başlamaya hazır olsamda keşki başlamasaydı dedim bir ilişkim daha oldu kısaca özet geçicek olursam bu yeni başlayan her şeyin çok güzel olduğunu düşündüm ilişkide karşımdakinin bana olan tavırları benle işi bitene kadar yani beni bir geçiş tahtası olarak kullanıp yüz üstü bırakmasına kadardı. Nasıl mı diyeceksiniz her kötü anında yanında oldum ona manevi olarak hep destek oldum kimse yokken yanında sadece ben vardım her şeyimizi paylaşırdık dertlerimiz, sevinçlerimiz, mutlulularımız, ilişkimiz çok güzel gidiyordu. Onun beni kullandığını anlayana kadar her şey güzel gidiyordu eski ve uzun ilişkisini unutmak için ben onun bir yara bandıydım aslında aylarca böyle devam etti bu durum sonunda psikolojisi düzeldiğinde ise benle işi bitmişti artık. Üstelik benle birlikteyken bile eski sevgilisiyle konuşmaya devam ediyormuş oysa ki ona ne kadar güvenmiştim bu güvenim de boşa çıktı benle işi bitince bana arkadaş kalalım dedi ben bu durumu asla kabul etmedim artık benim için tamamen bitmişti. İlişkimiz bittikten sonra bile eski sevgilisi ile konuşmaya devam ediyordu. Buda böyle bir anımdı tabi bu deneyimler insanın güveninini zedelediği için artık kimseye güvenmemeye başlıyor ve başka bir ilişkiye başlarken o güvensizlik hissi her zaman kalbinizin bir tarafında olduğu için sizde bunu başka insanlara yapmaya başlıyorsunuz. Ama altını çizeyim ben hiç bir zaman çizgimden şaşmadım ve bir insanın güvenini boşa çıkarmadım. Anlayacağınız gibi dostlar güveneceğiniz insanı iyi tanıyın sırf tanıyorsunuz seviyorsunuz diye de güvenmeyin bir teraziniz olsun kendi aklınızda hareketlerini, davranışlarını, sözlerini, sizden sakladıklarını ve size anlattıklarını iyi dinleyin ve iyi gözlem yaparak buna karar verin yoksa benim gibi üzülen siz olursunuz.

Post a Comment